Usul usul damıtıyorum kendimi.
Yersiz öfkelerden, hırslardan, kaygılardan…
Biliyorum artık yaşamın içinden geçmek başka bir şey.
Ona kulak vermek başka.
Hayatımın ve yüreğimin içinde kibirle saltanat sürenlerin artık gitme vakti. Hak etmeyeni gereğinden fazla barındırmayan tek yer yürektir. Her şey aslına döner.
Gereksiz gurura son!..
Saygının da sevginin de bir gün karşılığını verir hayat.
Sadece gururun fazla karşılığı yoktur bu hayatta.
Başköşeme samimiyet ve iyilik yerleşti uzun zaman önce.
Saçlarından, gözlerinden ve hatta ellerinden samimiyet akan insanlar var artık hayatımda…
Baktığımda berrak bir su gibi gözlerinin dibini gördüğüm.
Samimiyet; sevginin en güzel dilidir.
Ne çok mutlu ne çok mutsuz olmak umurunda artık.
Mutsuzluğun da bir onuru, gururu vardır.
Başınıza geldiğinde onu kabullenecek bir cesaret ve olgunluk bekler.
İnsan ne yaşamış olursa olsun, her şey olacağına varıyor.
‘Herkes kötü‘ yaygaram da bitti çoktandır.
İçimdeki kötülükle mücadele etmek, dışımdaki kötülükle mücadele etmekten çok daha zordur. Bu savaşı kazanmanın tek yolu ise kendimi iyi tanımaktan geçer.
Bazı şeylerin kıymetini her zamankinden iyi biliyorum.
Sağlıkla kalktığım bir sabahın, tadına vararak yediğim bir yemeğin ve uzun kış gecelerinde dostlarla yaptığım sohbetlerin.
Sık sık gözlerimi yıkıyorum bu aralar.
Dünyayı daha berrak ve parlak görebilmek için…
Hayat o kadar da kirli ve karmaşık değilmiş aslında.
Bu hayatı artık sadece ‘KENDİM‘ için yaşıyorum.
‘Başkaları ne der‘ diye değil… Kendimi ispatlamak için de değil.
Artık zamanı geldiği için…
Serpil CİRİTCİ